Orhan Gökdemir – Türkiye'de Yahudi Hıristiyan Savaşları

e-kitap indir
Türkiye'de Yahudi Hıristiyan Savaşları: Yüzyıllık Bir İç Savaş Helenizm Siyonizm Türkçülük Kitap Kapağı Türkiye'de Yahudi Hıristiyan Savaşları: Yüzyıllık Bir İç Savaş Helenizm Siyonizm Türkçülük
Orhan Gökdemir
Destek Yayınları
328

1821'de Mora ayaklanması patlak verince, Fener Patriği Grigoryos Patrikhanenin orta kapısına asılarak idam edildi. Arkası geldi. Patrikten sonra Mora ayaklanması ile ilgileri oldukları gerekçesiyle varsıl on beş Rum daha idam edildi. İstanbul'un her köşesinde önde gelen din adamları için sehpalar kuruldu. Arkasından halktan kişiler de gözlerini kestirdiklerini idam etmeye başladı. İstanbul bir mezbahaya dönmüştü... Beş yıl sonra Osmanlı yönetimi Yeniçeri Ocağını dağıtmaya karar verdi. 1826'da, Osmanlı'yı yüzyıllarca zaferden zafere taşıyan Yeniçeri sistemi çok sert bir biçimde kaldırıldı. Bu "Hayırlı Olay"dı ve Yeniçeri kıyımıyla gerçekleşmişti. Arkasından birçok Yahudi'nin de kellesi alındı. 1826 Hayırlı Olayı Osmanlı Yahudileri için gerileme döneminin başlangıcı sayıldı. Saray'daki Yahudilerin yerini kısa sürede Fener Beyleri aldı. Savaş başlamıştı. 1821'de başlayan yüzyıllık iç savaş, izleyen yüzyılın başında büyük Selanik ve İzmir yangınları ile doruğa ulaştı. Birincisinde Yahudi evleri, ikincisinde Rum ve Ermeni evleri yakıp yıkılmıştı. Sonuçta Hıristiyanlar kaybettiler ve savaşın bedelini sürgünle ödediler. Türkçülük de işte bu yüzyıllık savaşın bir getirisi oldu. "Helenizm, Siyonizm, Türkçülük" modern Türkiye'nin doğuşunda da etkili olan yüzyıllık bir iç savaşın izini sürüyor.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Orhan Gökdemir – Redhack

e-kitap indir
Redhack: Sanal Alemin Klavyeli Asileri Kitap Kapağı Redhack: Sanal Alemin Klavyeli Asileri
Orhan Gökdemir
Destek Yayınları
320

Redhack Manifestosu "Bak beyim, sana iki çift lafım var. Koskoca adamsın. Paran var, pulun var, her şeyin var. Binlerce kişi çalışıyor emrinde. Yakışır mı sana ekmekle oynamak? Yakışır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu karda kışta sokağa atmak, aç bırakmak? Ama nasıl yakışmaz. Sen değil misin öz kızına bile acımayan, bir damlacık saadeti çok gören. Anlamıyor musun beyim, bu çocuklar birbirini seviyor. Ama ben boşuna konuşuyorum. Sevgiyi tanımayan adama sevgiyi anlatmaya çalışıyorum. Hıh. Sen büyük patron, milyarder, para babası, fabrikalar sahibi Saim Bey. Sen mi büyüksün? Hayır, ben büyüğüm, ben, Yaşar Usta. Sen benim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun, bir hiç. Gözümde pul kadar bile değerin yok. Ama şunu iyi bil, ne oğluma ne de gelinime hiçbir şey yapamayacaksın. Yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi. Çünkü biz birbirimize parayla pulla değil, sevgiyle bağlıyız. Bizler birbirimizi seviyoruz. Biz bir aileyiz. Biz güzel bir aileyiz. Bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun? Dokunma artık aileme. Dokunma çocuklarıma. Dokunma oğluma. Dokunma gelinime. Eğer onların kılına zarar gelirse ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemiş olan ben, Yaşar Usta, hiç düşünmeden çeker vururum seni. Anlıyor musun? Vururum ve dönüp arkama bakmam bile." (Münir Özkul'un 'Bizim Aile' filmindeki bir repliği) Hacker sözcüğünün de "sistem kıran" anlamına gelmesi rastlantı değildir. Onlar bir anlamda modern makine kırıcılarıdır. Kırıcılığı, "ağ"ın işleyişine aykırı davranmasından kaynaklanıyor. Böylece, kutuların yarattığı büyü, kendi karşıtına dönüşmüş oluyor. Hacker, bir yandan "sistemin" kırılganlığını ortaya çıkarırken, öbür yandan yaratılan özgürlük görüntüsünün arkasında yatan sınırsız bağımlılığı hissetmemizi sağlıyor. Redhack, bizim yerel "ağ"ımızda ortaya çıkan bir grup. Belli ki kökleri siyasal bir geleneğe dayanıyor. Devleti hedef alan eylemleri, sanal âlemde de devlet geleneğimizin sürdüğünü ortaya çıkardı: Halkı için bir devlet değil, halka rağmen bir devlet! Redhack'in bize, Münir Özkul'un unuttuğumuz o repliği hatırlatması boşuna değil. O replik modern teknolojin


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Orhan Gökdemir – Din ve Devrim

e-kitap indir
Din ve Devrim Kitap Kapağı Din ve Devrim
Orhan Gökdemir
Destek Yayınları
165

Din(ler) tarihi, pek çok yeniliğe ancak pek az devrime tanık olmuştur. Atonizm bunun belki tek istisnasıdır; devrimini kitlelere dayanmadan ve ona rağmen yapmaya çalışıyor; yeniliyor. Bununla birlikte binyıllar sürecek bir hesaplaşmanın başlama vuruşunu da yapmış oluyor.
Yenilen Atonizm, varlığını "exodus"la koruyabileceğini düşünüyor, çıkıyor. Fakat çıkarken dayanmaya çalıştığı Yahudilik, onu ancak bir ölü kabuğa dönüştürerek taşıyabiliyor.
Sigmund Freud, Hıristiyanlığı bu ölü kabuğa karşı Amon rahiplerinin ikinci kalkışması sayıyor. Bu durumda Rönesans ve Aydınlanmayı Amon rahiplerinin inancına karşı Atonist bir yeni kalkışma saymakta sakınca bulunmuyor.
Din ve Devrim, tek tanrılı dinler tarihini işte bu hesaplaşma çerçevesinde yeniden kurmaya çalışıyor.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir