Guy De Maupassant – Dağ Oteli
Guy De Maupassant – Ay Işığı
Can Yayınları
206
Ay Işığı, öykü alanında dünya edebiyatına damgasını vurmuş olan Fransız yazar Guy de Maupassant’nın on dört öyküsünden oluşan bir derleme. Edebiyat yaşamına Flaubert’in çırağı olarak başlayan Maupassant, benzerine az rastlanır gözlem gücü, küçük ayrıntıları değerlendirme ustalığı ve doğrudan söylenenin gerisindeki ince alayla kaleme aldığı eserleriyle öykü türünü adeta yeniden tanımlamıştır. Olaylara, nesnelere hep dışarıdan bakan, okuru çok değişik çevrelerde, çok değişik insanlar arasında dolaştıran yazarın öykülerinin büyük çoğunluğu okuru hep derin bir gerçeklik duygusu içinde gülümsetir ya da ürpertir. Yazar, sıradan insanların yaşamındaki küçük dramlardan ve onların zihinlerini meşgul eden gündelik sorunlardan ironi dolu çarpıcı hikâyeler çıkarır.
Özlü, güçlü, keskin, ekonomik anlatımla güçlendirdiği gerçekçiliği ve kurgudaki ustalığıyla öykü türüne yeni bir anlayış getiren yazarın bu derlemesini Türkçe’nin usta kalemlerinden Tahsin Yücel’in çevirisiyle okurlara sunuyoruz.
Guy De Maupassant – Bir Hayat
Oğlak Yayınları
290
"Birden Julien iki eliyle karısını omuzlarından tuttu ve bütün ağzıyla, kızın daha önce hiç yaşamadığı derin, ıslak bir öpücük kondurdu. Öpücük Jeanne'ın damarlarına, hatta iliklerine kaar işlemişti. Öyle tuhaf bir titreyişle sarsıldı ki farkında olmadan iki koluyla birden ittiği Julien'in sırt üstü düşmesine neden oldu. (...) Julien ona susamış gibi, çılgınca üzerine atılıp onu kollarına aldı. Aceleci, acıtıcı, çılgın öpücükler Jeanne'ın bütün yüzünde, gerdanında geziniyor, okşamalardan boğulacakmış gibi hissetmesine neden oluyordu. Ellerini açmış, ne kendisinin ne de diğerinin ne yaptığını anlayamadan, bir şeyleri anlamasını engelleyen allak bullak olmuş kafasıyla hareketsiz duruyordu. Ama ani bir acıyla içinin yırtıldığını hissetti. Kendisine zorla sahip olan kocasının kollarında kıvranarak inlemeye başladı. (...) Ruhunun en derinlerine kadar umutsuzlukla doluydu. O kadar farklı hayal ettiği bir hazzın yanılgısı, yerle bir edilen, parçalanan mutluluk beklentisinin hayal kırıklığı içindeydi: 'İşte karısı olmaktan anladığı bu. Yalnızca bu! Yalnızca bu!'"
On yedi yaşında aşka susamış umutlar ve düşler içindeki genç bir kız... Evlendikten sonra aşkın şiirsel olmayan yanlarını da keşfetmek zorunda kalır... Kırılmaya başlayan yanılsamalar kısa sürede paramparça olur... Ama hayat gene de devam etmektedir... Büyük Fransız yazarı Guy de Maupassant'ın bu küçük mücevher değerindeki romanı Bir Hayat da hak ettiği yerde... "Oğlak Klasikleri" arasında.