George Sand – Şeytanlı Göl

e-kitap indir
Şeytanlı Göl Kitap Kapağı Şeytanlı Göl
George Sand
Gendaş Yayınları
152

Şeytanlı Göl'ü yazarak, kendimce "Ketencinin Akşam Saatleri" başlığı altında toplamayı düşündüğüm bir kır romanları serisine başladığım sıralarda kafamda hiçbir sistem oluşmuş değildi, edebiyatta hiçbir devrimci iddiam da yoktu. Kimse tek başına bir devrim yapamaz ve eğer bir devrim söz konusu ise, özellikle sanatta, onu insanlık nasıl da olduğunu pek bilmeden gerçekleştirir. Çünkü herkes ona katkıda bulunur. Ne var ki bu dediğim, kırsal töre ve yaşam romanı için geçerli değildir. Çünkü öylesi anlatı ve romanlar her zaman, her şekil altında varolagelmiş; kâh abartmalı, kâh yapmacıklı, kâh safiyane biçimlere bürünmüştür. Daha önce söyledim ama burada yinelemeliyim, kırsal yaşam düşleri her zaman kentlerin ve hatta saray salonlarının ideali olmuştur. Bu bakımdan, kitabımda uygarlığın insanını ilkel yaşamın çekici havasına alıp götüren yolu takip etmekle hiç de yeni bir şey yapmış olmadım. Ne yeni bir dil yaratmak, ne yeni bir biçim araştırmaktı amacım. Yine de romanın tefrika edilişlerini takiben birçok kez bana böyle amaçlar yakıştırıldı. Oysa, asıl niyet ve düşüncelerimin neler olduğunu kendim herkesten iyi bildiğime göre, eleştirmenlerin böyle uzun uzadıya değişik yorumlar yapmasına doğrusu şaşmadım diyemem.
En sade düşünce, en olağan durum, sanat ürünlerinin varlıklarını borçlu oldukları asıl ve tek esinleridir. Özellikle Şeytanlı Göl'ü ele alırsak, eserin giriş kısmında anlattığım olay beni etkilemiş olan Holbein'in bir gravüründeki bir sahne olup, çift sürme günlerinde her an gözümün önünde duran gerçek bir tabloydu. Diyebilirim ki, her gün üzerinde dolaşıp durduğum sade kır manzaraları içinde geçen bu yalın öyküyü kaleme almaya beni sürükleyen işte bundan ibaretti. Tutup bana bununla ne yapmak istediğimi sorsalar, yapmak istediğimin gayet dokunaklı ve gayet basit bir şey olduğunu söyler ve başarımın da benden kaynaklanmadığını eklerdim.
Ben, yalında gizli olan güzelliği çok iyi gördüm, çok iyi hissettim, ama görmek ve gördüğünü yansıtmak iki ayrı şeydir! Sanatçının umabileceği en iyi şey, gözü olan herkesi de bakmaya ikna etmektir. Öyleyse sizler de sadeliği görünüz, gökyüzünü ve tarlaları, ağaçları ve özellikle de sahip oldukları iyi ve gerçek değerleri içindeki köylüleri görünüz. Onları bir parça benim kitabımda göreceksiniz, ama çok daha iyi bir şekilde doğada göreceksiniz.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir