Fecr Yayınları
216
E-Kitap Arşivi | Epub indir,Ücretsiz E-Kitap İndir
Bir grup e-kitap dostu tarafından oluşturulmuş geniş bir arşive sahip ücretsiz epub e-kitap indirme sitesidir.
Dr. Ali Şeriati, kendi kullandığı terim ile ifade edecek olursak, "Safevi Şiiliği" mensubu bir bilim adamı değildir.
Şeriati, 1977'de 44 yaşında iken dünya hayatı son bulmuş genç ve heyecanlı bir bilim adamıdır. Onun dini eğitim ve inancının sağlamlığı, istisnasız bütün eserlerinde görülür. O, genç yaşında şehid edileceğini biliyormuşcasına, söylenmemiş bir şey kalmasın diye coşku içinde, bütün düşüncelerini heyecanlı bir uslup ve tevhidi bir anlayışla aktarmaktadır.
Şeriati'nin düşünceleri temelde doğru ve istisnasız iyi niyetle ileri sürülmüş düşüncelerdir. Ne var ki bazı değerlendirmeleri ilk bakışta sarsıcı gelebilir. Böyle bir değerlendirme ile karşılaşıldığında derhal yazar hakkında kötü zanna sahip olunacak yerde; yazının, kitabın veya konuşmanın bütünü değerlendirilirse, yazarın yanlış anlamaları önlemek için sık sık yaptığı açıklamalarla, aynı düşünceye okuyucuyu alıştırdığı ve bu değerlendirmenin "belki de" yanlış olmadığı görülecektir.
Yazar, elinizdeki konuşma metninde "Din Halk Yığınlarının Afyonudur" sloganını ele almakta ve İslami açıdan eleştirisini yaparak doğru sonuca varabilmenin metod ve yollarını göstermeye çalışmaktadır.
Dr. Şeriati'yi rahmetle anıyor, bu çevirinin de üzerinde düşünülmeye değer bulunacağını ümid ediyoruz.
Muhammed İkbal, verimli İslâm kültürünün insanlık toplumuna armağan ettiği en parlak fikrî ve insanî simalardan birisidir.
İslâm, insan ruhunun çeşitli boyutlarının tamamında büyük insan’ı inşa etmiştir. Büyük insanlık ailesi, seçkin şahsiyetlerinin birçoğunu İslâm’a borçludur ve İkbal bunlardan birisidir.
Ne var ki İkbal’i bu büyük adamlar arasında seçkin kılan şey, meyve veren bu yüksek ağacın, İslâm kültürü tarlasının afete uğradığı, hüzünlü ve ölümcül bir sonbahar sessizliğine gömüldüğü, aynı zamanda sömürgeciliğin kök söktüren selinin ve tufanının birdenbire Batı’dan üzerine sökün ettiği, sonbaharda afete uğrayan tarlanın her yanını baştanbaşa su bastığı ve felâketzede çiftçilerin uykuda olduğu bir çağda ortaya çıkmış ve çiçek açıp meyveye durmuş olmasıdır. Bu tarlanın bekçileri yapayalnız, yağmacıları ve sahipleriyse saldırgan kurt, tilki ve sırtlan sürüleridir
Aydın, tek kelimeyle, içinde bulunduğu tarihsel ve toplumsal mekanda kendi “insanî konumu”nun bilincinde olandır. Bu bilinç, cebrî ve zorunlu olarak ona bir sorumluluk vermiştir.
Aydın, özbilinç ve sorumluluk taşıyandır. Kimi zaman okumuş olmayan biri, okumuş olandan çok daha güçlü bir rol oynayabilir. Öyle ki ansızın geri bir sömürge aşamasından oldukça ileri, bilinçli ve devingen bir aşamaya sıçrayan toplumlara ilişkin bütünsel bir araştırma, bu hareketlerin önder ve sorumlularının, bu bilimsel, toplumsal ve devrimci önderlik rolünü üstlenenlerin çoğunlukla entelektüel olmayan çehreler olduğunu göstermektedir.