Evrensel Basım Yayın
424
E-Kitap Arşivi | Epub indir,Ücretsiz E-Kitap İndir
Bir grup e-kitap dostu tarafından oluşturulmuş geniş bir arşive sahip ücretsiz epub e-kitap indirme sitesidir.
Bu eser, çağımızda sayısız araştırmaya konu edilen İslam'ın modernleşmesi hakkında bugüne kadar yapılmış en kapsamlı ve derinlikli incelemedir.
"Hristiyanlaştırmadan medernleştirmeye Batılı kozmopolis projesinin sekülerleşmesinin modern Batı/Doğu karşılaşmasını nasıl etkilediği" merkezî sorusundan hareket eden eser. İslam'da modemleşmeyi ilk kez Batı ile Doğu'nun bu büyük karşılaşması bakımından ele alıyor. Eser, Batı ile İslam düşüncesi, geleneksel ile modem İslam düşüncesi ve Osmanlı ile sair İslam düşüncesi arasında mukayeseli ve kuşatıcı, sosyolojik bir perspektiften sosyal ile düşünsel değişim arasındaki etkileşim bakımından on dokuzuncudan yirminci yüzyıla İslâm dünyasının modernleşmesi sürecini derinlemesine inceliyor.
Çalışmada on dokuzuncu asır İslam dünyasında modernleşmeye karşı alınan bütün tavırlar modern İslam incelemelerinde yararlanılacak analitik bir çerçeve oluşturmak üzere kategorileştiriliyor ve İslam düşüncesindeki değişimin mahiyetini göstermek için Osmanlı ve Mısır İslam düşüncesinin temsilcileri olarak alınan Namık Kemal ve Muhammed Abduh örneklerinde "gelenekselcilik/modernizm" olarak iki ana tipe dönüştürülerek karşılaştırılıyor. Farklı İslam yorumlarının, özellikle sömürge-sonrası paradigmalara meydan okuyan tek örnek olarak Osmanlı İslam yorumunun modernizmle hesaplaşmadaki etkisini vukufla gösteren eser. Modern İslam incelemelerine yepyeni bir boyut getiriyor.
Bedri Gencer, ilk elden kaynaklara dayanarak bir bütün olarak modern İslam dünyasındaki değişim sürecini tasvir ederken sağlam bir muhakeme ve akıcı bir dille problematik durum ve fikirlere doyurucu açıklamalar getiriyor. Eser, böylece bugün islam dünyasının yaşadığı müzmin problemlerin kaynağına inerek bu problemleri aşmak için çağdaş İslam düşüncesinin taşıdığı potansiyeli ortaya koyuyor. Türk sosyal bilimcilerinin duayeni Şerif Mardin`in uzun bir sunuşuyla ilk yayını yapılan ve modern İslam hakkında çığır açıcı bir inceleme olarak Türkiye'de geniş yankı bulan eserin gözden geçirilmiş ikinci yayınını sunuyoruz.
Banu Avar’ın 2011'de yaptığı 8 ayrı belgeselin genişletilmiş metinlerinden oluşan bu kitap, Ortadoğu'da yaşanan siyasal gelişmelerin iç yüzünü tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.
“Düğmeye basıldı. Afrika ve Ortadoğu bir bir ayaklandı… ‘Demokrasi’ ihracatına başlandı!
Bu coğrafya dünya petrol rezervlerinin yarısına sahip. Doğal gazın vatanı! Amerika iflas ediyor. Küresel sermaye krizde! O zaman darbeler ve savaşlar gündemde! İlk petrol savaşında Osmanlı İmparatorluğu darmadağan edilmişti. İkincisinde Avrupa yeniden düzenlendi. Üçüncü paylaşım şimdi! Darbelerin ve savaşların anahtar kelimesi ‘Özgürlük ve Demokrasi’! Çatışmanın hedefi petrol, su yolları, enerji! Ve Ortadoğu ateşler içinde!”
CHP'nin 1965 seçim yenilgisinden sonra, parti içinde bir süredir dile getirilen ancak belli bir içeriğe sahip olmayan 'ortanın solu' düşüncesinin tartışıldığı toplantılar düzenlenmiştir. Önce Ecevit'in çevresindeki sınırlı sayıda kişiyle başlayan bu toplantıların katılımcı sayısı, daha sonra artmış ve tartışmalar sistematik hale getirilmiştir. Bu tartışmalar sonucunda netleşen görüşlerin ifade edilmesine karar verilmiş ve elinizdeki ünlü Ortanın Solu kitabı, Ecevit tarafından kaleme alınmıştır.
1970'lerin ikinci yarısında Türkiye'de devrimci ve sol hareketlerin güç ve etkisinin artmasıyla birlikte siyasi çatışmalar da giderek şiddetlenmekteydi. Bu dönemde sağın ürettiği en temel politikalardan biri, bu eylemci hareketlerle CHP'yi ilişkilendirerek devlet ve seçmen nezdinde parti üzerinde bir şaibe bulutu yaratmaya çalışmaktı. Denebilir ki Bülent Ecevit, bütün o yılları bu suçlamalara karşı partisini savunmakla geçirdi.
Soldan da sürekli eleştirilen CHP'nin ülkede hüküm süren kaotik ortam içinde geliştirdiği en önemli siyasetlerden biri, hem siyasi rakip ve karşıtlarına, hem seçmenlere, hem de kendi üyelerine siyasi yelpazedeki yerini yeterince açık biçimde ifade etmeye çalışmaktı. Devrimci sol hareket ve kavramlarla arasına herkesin rahatça fark edebileceği kalınlıkta bir çizgi çekmek isteyen Ecevit'in en güçlü araçlarından biri, Marksist köklere sahip olmadığını vurguladığı "demokratik sol" kavramıydı. Elinizdeki kitap, uzun yıllardan ve türlü siyasi maceralardan sonra kuracağı yeni partinin adını oluşturan bu kavramın içinin bizzat Ecevit tarafından nasıl doldurulduğunu gösteren konuşma ve söyleşilerden oluşmaktadır.