Nurullah Aydın – İstihbarat ve İstihbaratçı

e-kitap indir
İstihbarat ve İstihbaratçı Kitap Kapağı İstihbarat ve İstihbaratçı
Nurullah Aydın
Paraf Yayınları
480

Devletler istihbarat kuruluşlarıyla vardırlar!
Küresel yapılanmalar aynı zamanda istihbarat ağının da şekillendiricisi ve uygulayıcısıdırlar.
Başta Ortadoğu, Balkanlar, Kafkasya bölgesi olmak üzere dünya coğrafyası için verilen dünya egemenlik savaşında, vesayet altına alınmak istenen ülkelerde öncelikli olarak gizli servisler yerleşmekte ve yarışmaktadırlar.
İstihbarat örgütleri ve faaliyetleri rejimle doğrudan ilişkilidir!
Kazanan ya da kaybeden istihbaratçıların savaşı, bir milletin varlığının ya da yok oluşunun göstergesidir.
Teknolojinin gelişimi istihbarat araç ve gereçlerinde de önemli değişime neden olmuştur.
Hıyanetle vatanseverliğin en açık yaşandığı alan istihbarat alanıdır. Sadece istihbaratçılar açısından değil, devleti yönetenlerin de ikbal ve iktidar için siyasi, ekonomik alanlarda yabancı ülke devlet yetkililerine bilerek veya bilmeyerek casusluk yaptıkları da bir gerçektir.
İstihbarat faaliyeti; ciddi, yetenekli, bilinçli, idealist, birikimli uzmanlar, kaliteli yöneticiler gerektirir. İstihbaratçı diğer meslek mensuplarından farklı bir kişilik ve kimlik oluşturur.
Yabancı istihbarat örgütleri için başka bir ülke insanını tespit edip seçerek kullanmak, eski bir uygulamadır. Bu ya siyasetçidir, ya gazetecidir, ya sivil toplum mensubudur, ya iş adamıdır ya da akademisyendir. Yabancı örgütlere en çok çalışan kesimler de bu alanlardakilerdir.
İstihbarat örgütleri paravan şirketler yoluyla da finans elde ederler ve bunu örgütlü faaliyetlerde kullanırlar.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir

Ali Kuzu – Atatürk Din Düşmanı Değildi

e-kitap indir
Atatürk Din Düşmanı Değildi Kitap Kapağı Atatürk Din Düşmanı Değildi
Ali Kuzu
Paraf Yayınları
208

İstiklal Harbi günlerinde, Sakarya Meydan Muharebelerinin en kritik dönemlerinde, top seslerinin Ankara’dan duyulmaya başlandığı ve Büyük Millet Meclisi'nin Kayseri'ye nakledilmesinin bile düşünüldüğü günlerde, Atatürk, günlük çalışmalarının büyük bir kısmını yürüttüğü ve bugün müze olarak değerlendirilen Ankara Tren İstasyonu’ndaki evde, bir sabah erken kalktığı bir sırada Çavuş Ali Metin'e: “Acele olarak Fevzi Paşa'yı telefonla ara, bul ve hemen buraya gelmesini söyle.” diyor.
Ali Metin, Fevzi Paşa'yı telefonla arayıp bulduğunda, Fevzi Paşa da Atatürk'ün yanına gelmek üzere, hemen evden çıkmakta olduğunu söylüyor. Fevzi Paşa, Atatürk'ün yanına girince, Atatürk ona bir kağıt kalem uzatıp: “Bugün gördüğün rüyayı yaz ve bana ver.” diyor.
Kendisi de bir kağıt kalem alıp aynı şekilde o gün gördüğü rüyayı, Fevzi Paşa'ya vermek üzere yazmaya başlıyor. Yazma işi bittikten sonra, her iki paşa da karşılıklı olarak yazdıklarını alıp okuyorlar ve okuma işi bittikten sonra birbirlerine bakıp sevinçle gülümsüyorlar. Her ikisinin de yazdıklarını kendi kağıtlarından okuyan Çavuş Ali Metin, her iki kağıtta da şu rüyanın yazılmış olduğunu görüyor: Hz. Peygamber (SAV) Efendimiz, Hacı Bayram-ı Veli'ye diyor ki: "Mustafa'ya söyle, korkmasın, sonunda zafer onların olacak."
Bilindiği gibi, aynı gecede rüyalarında Hz. Peygamber (SAV) Efendimiz, Hacı Bayram-ı Veli’ye bu sözleri söylerken gören o iki muzaffer kumandanın o günkü isimleri, “Mustafa Kemal” ve “Mustafa Fevzi”dir.


!!! KIRIK LİNK BİLDİRİM FORMU !!!

e-kitap indir