Hüseyin Rahmi Gürpınar – Mürebbiye
Özgür Yayınları
184
Mürebbiyede, ülkesi Fransada dikiş tutturamayarak İstanbula gelen ve bir ailenin konağına mürebbiye olarak giren Anjelin öyküsü anlatılır.
Daha önce uyumlu bir yaşamı olan konak halkının erkekleri, Anjelin gelişiyle baştan çıkarlar ve konağın dirliği bozulur. Yazar, bu romanında ikiyüzlü aile ahlakını yermektedir.
Hüseyin Rahmi Gürpınar – Bir Muadele-i Sevda
Atlas Kitabevi
Naki, zengin bir ailenin şımarık büyütülmüş oğludur. Üçüncü karısı Bedia’yı, gerdek gecesi serbest davranışlarından ürkerek, babası evine gönderir, sonra da peşine düşer, onunla barışır.
Bedia şimdi de sinir hastası olmuştur. Gerçek, sonradan anlaşılır. Bedia, Fatin adında bir genci seviyordu, onunla evlenecekti, babası Bedia’yı zorla Naki’ye vermişti. Bedia, iffetinden şüpheye düşürerek, Naki’nin karısı olmayı önlemişti; Fatin ile böyle kararlaştırmışlardı. Ama Fatin döneklik edip, Bedia’nın babaevine gönderilmesine başka anlamlar vermiş, Bedia da bunun üzerine gene Naki’nin evine dönmüş, fakat Fatin’in bu davranışı onu zamanla sinir hastası yapmıştı. Naki, karısının Fatin’e yazdığı mektupları ve Fatin’in fotoğrafını bulup da karısını sorguya çekince Bedia bir bunalım geçirir, çocuğunu düşürür, ağır hastalanınca da Naki onu boşar. Bedia, babasının evine döner, iyileşir, Fatin’le evlenir. Romanda olaylar Naki’nin ağzından anlatılmaktadır. (MN/3) • Bir Muadele-i Sevda “Bir Aşk Denklemi” demekse de romanın sadeleştirilmiş yeni baskıları AŞK BATAĞI adıyla yapılmıştır.
Hüseyin Rahmi Gürpınar – Tesadüf
Hüseyin Rahmi Gurpınar – Boşanmış Kadın
Birkaç mektuptan meydana gelmiş şu hikâyeciği evlenmemden sonra doğacak kızımın kaynanası olacak hanıma armağan ediyorum.
Belki bu hayali pek ham görenler, şu fikrimi çok uzak bulanlar olur. Onlara verilecek cevabım şudur: «Kaynana - gelin» hırıltısı ayrılık vakası gibi bitmez tükenmez dırıltılardandır. Ben bu davayı ta çocukluğumda dinlerdim. Hâlâ işitiyorum. Ömrüm varsa ihtiyarlığımda da kulaklarımın bundan boş kalacağına hiç şüphe etmem. Şimdi mesele benim evlenmemde, sonra doğacak çocuğun kız olmasında mı kaldı? İş bundan ibaretse bu hiçbir şey değil. İşin bu ciheti hayat kanununu ilgilendirir bir iştir. Bütün âlemin her gün evlendiği, bazılarının kız çocukları da olduğu görülüyor. Bu hale şaşmak kimsenin aklına gelmiyor da benim şu hayalime mi şaşılacak?
Bu cevabım doğru görüldüyse şunu da arzedeyim ki, bu romanda üstünlüğü gelin hanıma kazandırdığımdan dolayı kızımın kaynanası bana gücenir, bundan doğan öcünü de kızımdan çıkarmaya kalkışırsa şu hareketiyle kaynanalığını pek yersiz göstermiş, onun için de muharrire büsbütün hak kazandırmış olur.