Etiket: Başkan Yayınları

"Pardayanlar'dan çok şey öğrendim. Öğrendiklerimin başında bir takım 'değerler' ve 'inançlar' gelir. Bunlar benim yaşamım bakımından son derece önemlidir...
Pardayanlar, tüm tarihsel romanlar gibi, tarihin 'çok özel' ve 'bireye göre çarpıtılmış' bir biçimi olmakla birlikte, evrensel açıdan belli tepe noktalara koşut bir anlatım izler...
Bir takım temel bilgilerle ilk kez Pardayanlar aracılığıyla karşılaştım.
Hıristiyan dini içinde önemli ayrılıklar olduğunu... engizisyonun korkunçluğunu... 'Saray Entrikası' kavramını, kilisenin gücünü... ve daha bir çoğunu Pardayanlar'dan öğrendim...
Şövalyeliği; 'kudret karşısında dalkavukluk etmemeyi'; 'haklıdan yana olmayı'; 'paraya pula fazla önem vermemeyi'; temizlik ve uyumu; güzel kadınlar uğruna, hele bir de bunlar zengin ve kudretli ise ilkelerden fedakarlık etmemeyi; cesareti hep Pardayanlar'dan öğrendim."
Emre Kongar
"İnsanlar ikiye ayrılır. Pardayanlar'ı okuyanlar ve okumayanlar.
Pardayanlar'ı okuyanlar gizli bir örgütün üyeleridir, kendilerine özgü dilleri, işaretleri, zevkleri vardır. (Bu örgüt üyeleri) Pardayanlar'ı okumayanların arasında gurbette yaşarlar ve hep birbirlerini ararlar...
Küçük bir çocuk, okuma macerasına Pardayanlar'la başlarsa, bu maceradan ömrü boyunca kurtulamaz artık. Kitapların insana nasıl inanılmaz bir zevk verdiğini öğrendiğinden, hep o zevkin peşinde koşar.
Hep Pardayancı, bir Pardayan olamadığı için üzülür. Ve onlar, olmayan uzun tüylü şapkalarıyla eski kitap satan dükkanlarda mahzun mahzun dolaşırlar. Onları, olmayan şapkalarından ve hüzünlü gülümsemelerinden tanırsınız hemen..."
Ahmet Altan

İsyancılar yeraltı salonundaki toplantıdan teker teker çıkarlarken Pardaillan'ın Chico'yla ateşli bir tartışmaya giriştiğini söylemiştik. Şövalye, Küçük Adam'a mağaranın oradakiler tarafından bilinmeyen ve kendisinin rahat rahat girip çıkabildiği gizli bir kapısı olup olmadığını sormuştu. Cüce önce bu soruya cevap vermek istememişti...

Pardayan nasıl kurtuldu? III.Henri´yi kim öldürecek? Violetta çarmıhta.
Fausta yeniliyor mu?
"Nasıl mutlu oldum, kitapları masamda görünce... Pardayanlar yeniden yayınlanmaya başlamış... Özellikle çocuklar ve gençler mutlaka okumalı... Okutulmalı onlara... Biz şövalyeliği, adam olmayı, sevgi, saygı ve sadakati bu kitaplardan öğrendik. Siz de öyle yapın."
- Sabah gazetesi 3 Ocak 2006 Hıncal Uluç
"Bütün bir yaz okuyabileceğiniz ve çocuğunuza, torununuza miras olarak bırakabileceğiz bir kitap."
- Sabah gazetesi 14 Temmuz 2006 Nuh Köklü
"Pardayanlar. İlk gençliğimde okuduğum kitapların başında gelir. Onlara tekrar kavuşmak öyle mutlu etti ki beni... Sakın kaçırmayın."
- Tercüman gazetesi 9 Temmuz 2006 Kenan Sönmezler

Entrika kadın Kraliçe Catherine de Médicis, - "Saltanatı ben süreceğim, René!" diyordu. "Krallıkta gözleri olan Guise'lerin, Coligny'lerin, Coligny'lerin emirleri altına girmem. Düşün bir kere... Guise, sarayın anahtarını alıp gitse ben ne yaparım? Hain Coligny, Bourbon hanedanını, Valoise'ların yerine geçirmeye çalışıyor. Bu olacak iş midir? Oğlumun hakkını ne olursa olsun koruyacağım... Onun için güçlü, hem de çok güçlü olmam lazım..."
Kral yetkisi olmadan Krallık yapacak kadar pervasız, her türlü komplo için hazırlık ve bütün planlarını uygulamak için kendi adına askeri güç oluşturacak kadar iktidar hırsıyla dolu bir Ana Kraliçe... Öldürmekten ve yok etmekten zevk alan bir katil aslında... Pardaillan, gün gelecek onunla da çarpışacak ve bir kez daha şövalye kimliğiyle, sayfalar arasında maceralar denizinde yalın kılıç koşup duracaktır...

Maceralar arası balıklama dalış yapan okuyucunun karşısın zaman zaman bir filozof, bazen halktan yana bir şövalye, bazen günümüze denk düşen politikacı kimliği ve her şeyden öte aşkın Ortaçağ'daki büyülü dünyasını resmederek çıkan Zévaco, okuyucunun tüm bu başdöndüren maceralar arasında kaybolmaması için zaman zaman onu sakinleştirmekten de geri kalmaz.
Bütün serüvenler boyunca elinden eksik etmediği kılıcıını adeta kötülerin korkulu rüya görmelerine neden olacak denli ustaca kullanan bir Şövalye, halkın gönlünde taht kurarken, her zaman sokakta olmayı ve sokakta yaşamayı daha bir sevdiğini itiraf etmekten geri kalmaz. Güzel kadınların, kötü adamların en fazla olduğu sayfalar arasında Şövalye her zaman 'erdemi' temsil etmektedir.
Dönem, politik entrikaların yoğun olduğu bir dönemdir. Para ve makam onun için hiçbir anlam içermez. O yalnızca Para ve makam onun için hiçbir anlam içermez. O yalnızca sevdiği insanların mutlu olmasını istemektedir. Bunun için bilinmeyen tehlikelere atılmak önemli değildir ve bu nedenle asla pişman olmaz. Çünkü o bir Şövalye'dir...