Kavram Yayınları
226
Paris’te kullanıcıların bilgisayar ekranına yazdıkları mesajları, şehrin telefon hatlarıyla monitörden monitöre ileten ve böylece iletişimi sağlayan bir bilgisayar sistemi olan minitelle bir aşk macerasıydı, elektronik bir aşk macerası. Soyut, tinsel, dolayısıyla edebi bir aşktı. Yazışmaya dayalıydı; ama aracı kalem, mürekkep, kağıt değil, gri ekrana beyaz ışıkla yazılan kısa ömürlü mesajlardı. Minitel sistemi karmaşık teknoloji ürünü değildir: tiyatro biletleri ayırtabilir, tren saatlerini öğrenebilirsiniz, banka hesabınızı kontrol edebilir, sonra da sonu gelmeyen ve her yere nüfuz eden reklamların çağrılarını kabul ederek onlara teslim olabilirsiniz. 3615’i çevirirseniz, cinsel zevki sadece mesajlar alıp vermekte arayan aşıkların iletişim ağına girersiniz. Ne öpücük, ne dokunuş; ne de bir nesne: mektup ya da bir ipek parçası yok; görüntü yok, hatta ses bile; vücudun tek bir izi de yok. Titreyen bir ekran, suç aracı beyaz ışıkla yazılmış sözcük sıraları vücudu "unutturuyor".